Ergenekon davasında bir sürpriz olmazsa 5 Ağustos günü kararlar açıklanacak.
Ergenekon isimli bir yapılanmanın olduğuna inanıyorum ancak
bugün yargılaması yapılanın tamamıyla bu yapılanma olmadığını, bu davanın
muhalifleri sindirmek, Türkiyeyi dönüştürmek için açılmış bir torba dava
olduğuna ve çıkacak kararların hukuksuz olacağını düşünüyorum. İçeride olanlardan
da gerçekten suçlu olduğuna inandığım isimlerin de o suçlarından dolayı değil
hükümeti, cemaati vb. hedef seçmelerinden dolayı ceza alacağı açıktır. Tıpkı
işkenceci ve sol düşmanı Hanefi Avcının önceki günlerde işkenceden değil yazdığı
kitap nedeniyle sol örgütten hapis cezası alması gibi.
Öncelikle Ergenekon neden vardır, bunu özetleyeyim:
- Türkiye 1952 yılında NATO’ya girdi. Bir yıl sonra
Seferberlik Tetkik Kurulu kuruldu. Finansmanı, teçhizatı ABD’den geldi. Binası
Amerikan Askeri Yardım Heyeti (JUSMATT)'ın içindeydi. Bu kurum ve daha sonraki
adıyla Özel Harp Dairesi ilk kez 1970’lerde tartışma konusu oldu.( Hürriyet
Gazetesi, 10 Ocak 2010, Soner Yalçın, Gladio Anlama Kılavuzu)
- Soğuk Savaş Türkiyesi boyunca yaşanan katliamlar,suikastler,darbeler,ülkücü
çetelerin devlet korumasında yaptıkları
- 90lı yıllarda Jitem
kontrolünde, özellikle Çiller-Ağar dönemlerinde
doğudaki illerimizde yaşananlar
- https://eksisozluk.com/entry/24203932
adresinde songulyabanı nickli kullanıcı yazmış: gladio, ülkelerin içerisinde
kurulan örgütlerin taşıdıkları isimlerin genelde o ülkenin tarihi içerisindeki
simge olmuş silah, kişi, topluluk ya da efsanelerden alındığı gayrinizami savaş
örgütlenmesi "stay behind"in yaygın adıdır. italya'da kurulan gladio
ismini sadece "kısa kılıç"tan değil, erkeklik organına atıfta bulunan
ve lejyonerlerin temel silahlarından olan "gladio" sembolünden alır.
danimarka'daki absalon örgütlenmesi, 1100-1200'lerde baltık bölgesinde kuzeyli
paganları sindiren ve burada kilisenin-danimarka'nın hakimiyetini tesis eden,
danimarkalı başpapaz ve devlet adamı absalon'dan alır adını. yunanistan'daki
sheep skin (altın post) ismi, jason önderliğinde doğudaki altın post'u arayan
yunanlı kahramanların anlatıldığı efsaneden alınmadır. almanya'daki "sword",
alman savaşçılarının sembol şövalyelik silahları olan kılıçtan almıştır ismini.
avusturya'daki schwert oluşumu 1202'de töton şövalylerine bağlı bir şövalye
tarikatı olarak livonya paganlarına karşı haçlı seferi düzenlemek amacıyla kurulan
"schwerttrager" tarikatından almaktadır ismini. aynı tarikat rusya'ya
da ilerleyerek moskova knezi alexandr nevsky'le yaptıkları savaşlada
bilinmektedir. isimlerin genelde vatikan'ın ortak düşman paganlara, rus ve doğu
dünyasına yönelik harekatlara, haçlı seferlerine göndermelerde bulunması bölge
ülkelerde amerikan mahreçli bir oluşum olarak tepki çekmemek amacıyla
seçilmiştir.
- Yukarıdaki alıntı ve ülkücülerle çalıştıkları gerçeğinden
hareketle Türkiyedeki Gladio yapılanması Ergenekon gibi milliyetçi bir ismi
kullanmıştır diyebiliriz.
- Burada bir parantez açıyorum, örgüt ismi olsa dahi,
soruşturmaya Ergenekon isminin verilmesini de yanlış buluyorum ve burada bir
kasıt/mesaj olduğuna inanıyorum.
- Türkiyede iktidar mücadelesi devleti ele geçirmek
etrafında döner. Devletin eski sahipleri, Beyaz Türkler diyin, ulusalcılar
diyin, Kemalistler, Atatürkçüler deyin, fark etmez, askerlerdi. Askeri vesayet inkar
edilemez. Darbe dönemlerinde hep Atatürk, laiklik, irtica dendi ve ülkenin
kendi vatandaşları, halkı düşman görüldü. 12 Eylülde Atatürk adıyla halka
yapılan zulüm karşısında Cumhuriyet gazetesinden Nadir Nadinin tepki göstererek
Ben Atatürkçü Değilim kitabını yazdığını hatırlatırım. Türkiyede Amerikadan izinsiz
darbe olamaz. Darbeciler için Atatürk
bir bahaneden, kullanılacak bir öğeden ibarettir.
- Devletin bu eski sahiplerinin elinde medya neydi, bugün
ne? Levent Gültekin'in yazısını lütfen okuyun: http://www.gazeteciler.com/levent-gultekin/eskiden-neydik-simdi-ne-olduk-1028y.html
- Devletin bu eski sahiplerinin elinde Türkiyenin dış
politikası nasıldı? Yunanistan düşman, Suriye düşman, Irak düşman, İran
rejimini ihraç etmek istiyor, en büyük düşman. Mustafa Kemal Atatürk döneminde
komşularla paktlar kurulurken NATOya girdikten sonra Türkiye tüm komşularıyla
kanlı bıçaklı.
- Korku yaratmazsan devleti yönetemezsin. Dünün korku
unsurları irtica ve terör adı altında inşa edildi. Terör diye Kürtçe konuşan
çocuk, irtica diye namaz kılan çocuk yani halkın kendisi iç düşman oldu. Cemaatin,
akpnin her gün gazetelerinde Ergenekoncular şöyle yaptı, darbe olacak, Geziciler
böyle yaptı haberleri yeni dönemin korku unsurlarıdır. Devletin karşısında düşman
konumlandırma ihtiyacı var. Bu Amerika için de öyle, Ermenistan için de öyle.
- Ergenekon operasyonları muhaliflerin sindirilme, Türkiyenin
dönüştürülme, devletin ele geçirme,
iktidarın askerlerden cemaate/akpye iletilmesi, yeni Gladio’nun ortaya
çıkarılma hikayesidir. Bu hikaye tamamlandığında da dış politikada tekrardan
düşman komşular anlayışına dönülmüştür. Bugün Yunanistan Kıbrısta düşman, Suriye
düşman, İran düşman, Irak merkezi yönetimi düşman.
- Ordu içinde özellikle 90lı yıllardan sonra fikirsel bir
ayrım doğduğunu düşünüyorum. Askerlerin bir bölümü Amerikancılıktan
Avrasyacılığa kaydı, NATOyu sorgular oldu, Rusya ve İranla müttefik olmayı
gündeme getirdi. 1 Mart tezkeresi reddedildi. 4 Temmuz 2003’te Irakta Amerika
tarafından askerlerimizin başına çuval geçirildi. (Ordunun Akpnin dinci
politikalarına ve açılım sürecine muhalefeti de ekleyebiliriz.) Amerika ve Akp için böyle bir ordu kabul
edilebilir değildi. Onlar Ortadoğuda kullanabilecekleri bir ordu istiyordu. Bu
tezin doğruluğu Akpnin Suriye politikasıdır. Suriyede bugün
silahlı unsurları, El Kaideci çeteleri besleyen, eğiten, silah desteği veren kimdir?
- Hrant Dink’in öldürülmesinde Nedim Şenerin dikkat çektiği
ayrıntılar, terfiler ve mahkemenin verdiği kararlar göz önünde bulundurulmadan
yapılacak her yorumun eksik ve yanlış olduğu kanaatindeyim.
- Ergenekon operasyonunun muhalifleri sindirmek amaçlı torba
bir operasyon olmasının en büyük kanıtı Ahmet Şık, Nedim Şener,Mustafa Balbay
gibi isimlerin de bu davaya dahil edilmesidir. Düşünün saygı değerli
gazetecilerle İbrahim Şahin, Veli Küçük gibi isimler yan yana. Gazeteciler,
gazetecilik yaptıkları için değil terör suçundan içeride deniyor,
iddianamelerde habercilik faaliyetleri suç unsuru. Dahası milli irade yıllardır
içeride tutuklu.
- İlker Başbuğ eğer bir darbe planlıyor olsaydı, Genelkurmay
Başkanlığı dönemince yaşanan ve askeri rahatsız eden onca gelişmeden (aktütün,irticayla
mücadele,kozmik oda,balyoz) sonra kendisini trtde görürdük, kendisinin ve
ordunun üzerine gelindiği o dönemlerde dahi darbe yapmamış birisi için darbe,
orduyu yöneten insan için terör örgütü yöneticisi gerçekten komik birer suçlama.
Hele o böyle bir konumdayken Erdoğanın, Gülün onunla çalışmasını nasıl
yapalım?
- Doğu Perinçek’in ideolojisinde değilim, sevdiğim birisi de
değil ancak kim olduğuna bakmaksızın adalet çağrısına katılıyorum.
Savunmasından dolayı ceza alması, kendisini mahkemede savunması bilmem kaç
duruşma engellenmesi kabul edilemez. Tuncay Özkan, gazetecilik yıllarında çok
fazla hatası vardır ancak o hataları hücreye tıkılı olmasını gerektirmez.
Mustafa Balbay ve Tuncay Özkanın hücresi Türkiyenin utancı olmalıdır. Tuncay
Özkanın f tipi cezaevleri için yaptığı övgüden duyduğu pişmanlık, f tipi
cezaevinde kalan mahkumun kendisine yazdığı mektup vb. konuları internetten
araştırabilirsiniz. Mustafa Balbay’ın da sanık değil tanık olarak mahkemeye
dahili daha doğru olurdu.
- Gizli tanıklar, terörle mücadele eden komutanlara eski
terörist yeni itirafçıların suçlamalarıyla terörist ilan etme, balyozdaki sahte
deliller, tutarsızlıklar ve Ergenekonda topraktan çıkan mühimmatlardaki mantık
hataları gibi ayrıntılarına değinmeyeceğim.
- Mehmet Ali Çelebinin telefonuna Hizbultahrir
örgütündekilerin telefon numaraları “sehven” yüklenmişti, bahsetmezsem olmaz.
- İlhan Cihaner davasındaki hukuksuzlukları, oyunları,
mantık hatalarını da unutmayalım.
- Şu an davanın iktidarın hukuksuz olduğu için kapattığı
ÖYMlerde görüldüğünü ekleyelim. Ve hak, adalet, vicdan penceresinden bakıyorsak bir ÖYM davasını eleştirip diğerini (örneğin kck) desteklemek olmaz.
- “Soruşturma Ergenekon olunca … hakimi savcıyı” videosunu, Odatv’nin
basılmasına neden olan videoyu, polisin abd büyükelçiliğindeki brifingini de
hatırlatayım, merak edenler internetten araştırır.
- Nasıl ki soğuk Savaş döneminde bu ülkede komünist avı
vardı, her şey komünizme yoruluyordu, şimdi de her şey Ergenekona, Esada vb.
düşmanlara yoruluyor. Hayvanlar Çiftliği romanını okuyanlar Snowball karakterini
bilirler.
- Toparlayayım: Ergenekon var ama yargılananların büyük bir
bölümü bu kontrgerilla yapılanması değil ve bu yapının yargılanmayan kısımları da
bugün Akp korumasında. Hapisten çıkarılan ülkücüler, lüks içinde cezaevinde
kalan ve çabucak çıkarılan Susurlukçu siyasetçiler...
- Tezimi doğrulayan
da, önceki gün Akp baskısıyla işsiz kalan Can Dündar. Can Dündar, Ergenekon
ismini Türkiyeye ilk duyuran isimlerden birisi (Susurluk kazasından sonra
yaptığı belgesel). Bakın Can Dündar ne diyor?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder