3 Ağustos 2013 Cumartesi

Ergenekon Davası




Ergenekon davasında bir sürpriz olmazsa 5 Ağustos günü kararlar açıklanacak.

Ergenekon isimli bir yapılanmanın olduğuna inanıyorum ancak bugün yargılaması yapılanın tamamıyla bu yapılanma olmadığını, bu davanın muhalifleri sindirmek, Türkiyeyi dönüştürmek için açılmış bir torba dava olduğuna ve çıkacak kararların hukuksuz olacağını düşünüyorum. İçeride olanlardan da gerçekten suçlu olduğuna inandığım isimlerin de o suçlarından dolayı değil hükümeti, cemaati vb. hedef seçmelerinden dolayı ceza alacağı açıktır. Tıpkı işkenceci ve sol düşmanı Hanefi Avcının önceki günlerde işkenceden değil yazdığı kitap nedeniyle sol örgütten hapis cezası alması gibi.


Öncelikle Ergenekon neden vardır, bunu özetleyeyim:


- Türkiye 1952 yılında NATO’ya girdi. Bir yıl sonra Seferberlik Tetkik Kurulu kuruldu. Finansmanı, teçhizatı ABD’den geldi. Binası Amerikan Askeri Yardım Heyeti (JUSMATT)'ın içindeydi. Bu kurum ve daha sonraki adıyla Özel Harp Dairesi ilk kez 1970’lerde tartışma konusu oldu.( Hürriyet Gazetesi, 10 Ocak 2010, Soner Yalçın, Gladio Anlama Kılavuzu)


- Soğuk Savaş Türkiyesi boyunca yaşanan katliamlar,suikastler,darbeler,ülkücü çetelerin devlet korumasında yaptıkları


-  90lı yıllarda Jitem kontrolünde, özellikle Çiller-Ağar  dönemlerinde doğudaki illerimizde yaşananlar


- https://eksisozluk.com/entry/24203932 adresinde songulyabanı nickli kullanıcı yazmış: gladio, ülkelerin içerisinde kurulan örgütlerin taşıdıkları isimlerin genelde o ülkenin tarihi içerisindeki simge olmuş silah, kişi, topluluk ya da efsanelerden alındığı gayrinizami savaş örgütlenmesi "stay behind"in yaygın adıdır. italya'da kurulan gladio ismini sadece "kısa kılıç"tan değil, erkeklik organına atıfta bulunan ve lejyonerlerin temel silahlarından olan "gladio" sembolünden alır. danimarka'daki absalon örgütlenmesi, 1100-1200'lerde baltık bölgesinde kuzeyli paganları sindiren ve burada kilisenin-danimarka'nın hakimiyetini tesis eden, danimarkalı başpapaz ve devlet adamı absalon'dan alır adını. yunanistan'daki sheep skin (altın post) ismi, jason önderliğinde doğudaki altın post'u arayan yunanlı kahramanların anlatıldığı efsaneden alınmadır. almanya'daki "sword", alman savaşçılarının sembol şövalyelik silahları olan kılıçtan almıştır ismini. avusturya'daki schwert oluşumu 1202'de töton şövalylerine bağlı bir şövalye tarikatı olarak livonya paganlarına karşı haçlı seferi düzenlemek amacıyla kurulan "schwerttrager" tarikatından almaktadır ismini. aynı tarikat rusya'ya da ilerleyerek moskova knezi alexandr nevsky'le yaptıkları savaşlada bilinmektedir. isimlerin genelde vatikan'ın ortak düşman paganlara, rus ve doğu dünyasına yönelik harekatlara, haçlı seferlerine göndermelerde bulunması bölge ülkelerde amerikan mahreçli bir oluşum olarak tepki çekmemek amacıyla seçilmiştir.


- Yukarıdaki alıntı ve ülkücülerle çalıştıkları gerçeğinden hareketle Türkiyedeki Gladio yapılanması Ergenekon gibi milliyetçi bir ismi kullanmıştır diyebiliriz.


- Burada bir parantez açıyorum, örgüt ismi olsa dahi, soruşturmaya Ergenekon isminin verilmesini de yanlış buluyorum ve burada bir kasıt/mesaj olduğuna inanıyorum.


- Türkiyede iktidar mücadelesi devleti ele geçirmek etrafında döner. Devletin eski sahipleri, Beyaz Türkler diyin, ulusalcılar diyin, Kemalistler, Atatürkçüler deyin, fark etmez, askerlerdi. Askeri vesayet inkar edilemez. Darbe dönemlerinde hep Atatürk, laiklik, irtica dendi ve ülkenin kendi vatandaşları, halkı düşman görüldü. 12 Eylülde Atatürk adıyla halka yapılan zulüm karşısında Cumhuriyet gazetesinden Nadir Nadinin tepki göstererek Ben Atatürkçü Değilim kitabını yazdığını hatırlatırım. Türkiyede Amerikadan izinsiz darbe olamaz. Darbeciler için Atatürk bir bahaneden, kullanılacak bir öğeden ibarettir.


- Devletin bu eski sahiplerinin elinde medya neydi, bugün ne? Levent Gültekin'in yazısını lütfen okuyun: http://www.gazeteciler.com/levent-gultekin/eskiden-neydik-simdi-ne-olduk-1028y.html
 

- Devletin bu eski sahiplerinin elinde Türkiyenin dış politikası nasıldı? Yunanistan düşman, Suriye düşman, Irak düşman, İran rejimini ihraç etmek istiyor, en büyük düşman. Mustafa Kemal Atatürk döneminde komşularla paktlar kurulurken NATOya girdikten sonra Türkiye tüm komşularıyla kanlı bıçaklı. 


- Korku yaratmazsan devleti yönetemezsin. Dünün korku unsurları irtica ve terör adı altında inşa edildi. Terör diye Kürtçe konuşan çocuk, irtica diye namaz kılan çocuk yani halkın kendisi iç düşman oldu. Cemaatin, akpnin her gün gazetelerinde Ergenekoncular şöyle yaptı, darbe olacak, Geziciler böyle yaptı haberleri yeni dönemin korku unsurlarıdır. Devletin karşısında düşman konumlandırma ihtiyacı var. Bu Amerika için de öyle, Ermenistan için de öyle. 


- Ergenekon operasyonları muhaliflerin sindirilme, Türkiyenin dönüştürülme, devletin ele  geçirme, iktidarın askerlerden cemaate/akpye iletilmesi, yeni Gladio’nun ortaya çıkarılma hikayesidir. Bu hikaye tamamlandığında da dış politikada tekrardan düşman komşular anlayışına dönülmüştür. Bugün Yunanistan Kıbrısta düşman, Suriye düşman, İran düşman, Irak merkezi yönetimi düşman. 


- Ordu içinde özellikle 90lı yıllardan sonra fikirsel bir ayrım doğduğunu düşünüyorum. Askerlerin bir bölümü Amerikancılıktan Avrasyacılığa kaydı, NATOyu sorgular oldu, Rusya ve İranla müttefik olmayı gündeme getirdi. 1 Mart tezkeresi reddedildi. 4 Temmuz 2003’te Irakta Amerika tarafından askerlerimizin başına çuval geçirildi. (Ordunun Akpnin dinci politikalarına ve açılım sürecine muhalefeti de ekleyebiliriz.)  Amerika ve Akp için böyle bir ordu kabul edilebilir değildi. Onlar Ortadoğuda kullanabilecekleri bir ordu istiyordu. Bu tezin doğruluğu Akpnin Suriye politikasıdır. Suriyede bugün silahlı unsurları, El Kaideci çeteleri besleyen, eğiten, silah desteği veren kimdir? 


- Hrant Dink’in öldürülmesinde Nedim Şenerin dikkat çektiği ayrıntılar, terfiler ve mahkemenin verdiği kararlar göz önünde bulundurulmadan yapılacak her yorumun eksik ve yanlış olduğu kanaatindeyim.


- Ergenekon operasyonunun muhalifleri sindirmek amaçlı torba bir operasyon olmasının en büyük kanıtı Ahmet Şık, Nedim Şener,Mustafa Balbay gibi isimlerin de bu davaya dahil edilmesidir. Düşünün saygı değerli gazetecilerle İbrahim Şahin, Veli Küçük gibi isimler yan yana. Gazeteciler, gazetecilik yaptıkları için değil terör suçundan içeride deniyor, iddianamelerde habercilik faaliyetleri suç unsuru. Dahası milli irade yıllardır içeride tutuklu.


- İlker Başbuğ eğer bir darbe planlıyor olsaydı, Genelkurmay Başkanlığı dönemince yaşanan ve askeri rahatsız eden onca gelişmeden (aktütün,irticayla mücadele,kozmik oda,balyoz) sonra kendisini trtde görürdük, kendisinin ve ordunun üzerine gelindiği o dönemlerde dahi darbe yapmamış birisi için darbe, orduyu yöneten insan için terör örgütü yöneticisi gerçekten komik birer suçlama. Hele o böyle bir konumdayken Erdoğanın, Gülün onunla çalışmasını nasıl yapalım?


- Doğu Perinçek’in ideolojisinde değilim, sevdiğim birisi de değil ancak kim olduğuna bakmaksızın adalet çağrısına katılıyorum. Savunmasından dolayı ceza alması, kendisini mahkemede savunması bilmem kaç duruşma engellenmesi kabul edilemez. Tuncay Özkan, gazetecilik yıllarında çok fazla hatası vardır ancak o hataları hücreye tıkılı olmasını gerektirmez. Mustafa Balbay ve Tuncay Özkanın hücresi Türkiyenin utancı olmalıdır. Tuncay Özkanın f tipi cezaevleri için yaptığı övgüden duyduğu pişmanlık, f tipi cezaevinde kalan mahkumun kendisine yazdığı mektup vb. konuları internetten araştırabilirsiniz. Mustafa Balbay’ın da sanık değil tanık olarak mahkemeye dahili daha doğru olurdu.


- Gizli tanıklar, terörle mücadele eden komutanlara eski terörist yeni itirafçıların suçlamalarıyla terörist ilan etme, balyozdaki sahte deliller, tutarsızlıklar ve Ergenekonda topraktan çıkan mühimmatlardaki mantık hataları gibi ayrıntılarına değinmeyeceğim. 


- Mehmet Ali Çelebinin telefonuna Hizbultahrir örgütündekilerin telefon numaraları “sehven” yüklenmişti, bahsetmezsem olmaz.


- İlhan Cihaner davasındaki hukuksuzlukları, oyunları, mantık hatalarını da unutmayalım. 


- Şu an davanın iktidarın hukuksuz olduğu için kapattığı ÖYMlerde görüldüğünü ekleyelim. Ve hak, adalet, vicdan penceresinden bakıyorsak bir ÖYM davasını eleştirip diğerini (örneğin kck) desteklemek olmaz.


- “Soruşturma Ergenekon olunca … hakimi savcıyı” videosunu, Odatv’nin basılmasına neden olan videoyu, polisin abd büyükelçiliğindeki brifingini de hatırlatayım, merak edenler internetten araştırır.


- Nasıl ki soğuk Savaş döneminde bu ülkede komünist avı vardı, her şey komünizme yoruluyordu, şimdi de her şey Ergenekona, Esada vb. düşmanlara yoruluyor. Hayvanlar Çiftliği romanını okuyanlar Snowball karakterini bilirler. 


- Toparlayayım: Ergenekon var ama yargılananların büyük bir bölümü bu kontrgerilla yapılanması değil ve bu yapının yargılanmayan kısımları da bugün Akp korumasında. Hapisten çıkarılan ülkücüler, lüks içinde cezaevinde kalan ve çabucak çıkarılan Susurlukçu siyasetçiler...


-  Tezimi doğrulayan da, önceki gün Akp baskısıyla işsiz kalan Can Dündar. Can Dündar, Ergenekon ismini Türkiyeye ilk duyuran isimlerden birisi (Susurluk kazasından sonra yaptığı belgesel). Bakın Can Dündar ne diyor? 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder