31 Mayıs tarihinde biber gazından kaçan protestoculara Koç Grubu'na bağlı olan Divan Otelinin kapılarını açılması, alanlardaki Koç Üniversitesi öğrencileri ve öğretim görevlileri, 3. köprünün temeli atılırken ve taşeron işçilerin işine son verilirken Koç Üniversitesi'nin kapısında gerçekleşen eylemler belli ki iktidarı rahatsız etmektedir. Erdoğan, Taksim'deki protestocular üniversite yapılırken neredeydi diyor, bir tek ben karşı çıktım diyor, oysaki dönemin SHP'sinin (Sosyal Demokrat Halkçı Parti) yaptıklarını Sayın Suna Kıraç "Ömründem Uzun İdeallerim Var" kitabında bizzat anlatmaktadır. Koç Üniversitesi'ne karşıydım diyen Erdoğan aynı dönemde 3. köprüyü de cinayet olarak görüyordu ancak bugün bu ifadesinden hiçbir yerde bahsetmemektedir.
Geri dönüşüm projeleri uygulayan, kampüsteki ağaçları en iyi şekilde koruyan Koç Üniversitesi'nin yapımı esnasında doğaya vermiş olduğu zarar, avm'nin Gezi Parkı'na, 3.köprünün, 3.havaalanın, Kanal İstanbul'un kuzey ormanlarına,su yollarına,kuşların göç yollarına en nihayetinde İstanbul'a vereceği zararla asla bir tutulamaz. 2 gündür Atatürk Kültür Merkezi,İnönü Stadı ve Koç Üniversitesi vurguları yapılması, Gezi Parkı'ndan sonra sıranın buralara geleceğine delalettir. Erdoğan'ın 2 gündür "üniversite arazisi devlete ait,onlar kiracı" vurgusu, 3. köprüyle beraber bölgede doğacak olan rantla birlikte değerlendirilmelidir. Koç Üniversitesi'nin bu araziden çıkarılmasına ve rant için yandaşlara peşkesine zemin hazırlanmak mı istenmektedir? Kampüsüne, şehrine, doğana, ülkene sahip çık! #direngeziparkı #occupygezi #iyikikocuniversiteliyim