Olaylara, süreçlere, fikirlere ve kişilere bakış açısı aşağıdaki sözlerin verdiği mesaj çerçevesinde geliştirilmeli ki yüksek bir politik farkındalık kazanılsın, siyasi olaylar, süreçler doğru okunsun, görülmeyen görünsün. Ben reelde bu sözleri kendime ilke edinerek gelişmeleri ona göre yorumlayanlardanım, size de gerek bu blogtaki yazıları okurken gerek reelde bir değerlendirme yaparken bu sözleri aklınızdan çıkarmamayı tavsiye ederim. Ancak hepimiz insanız ve en nihayetinde hata yaparız, ne kadar bu sözleri buraya yazsam da blogta bir hata yapacak olursam şimdiden affola.
Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak bu ülkenin en büyük problemidir.
Önce bilgi sahibi olun, sonra bir fikriniz olsun.
Küçük insanlar kişileri, normal insanlar olayları, büyük insanlar fikirleri tartışır.
Basit bir düzeyde kişileri yorumlamak yani kişiye takılmak mı, bütünü görmek mi?
Zarfa değil mazrufa bak.
Zarf olan, bize gösterilene değil, mazruf olan olayların perde arkasına bakmak gerek ki görülmeyeni görelim.
Bir fikri ve amacı olan kişi, hem kendi düşüncelerine hem karşı düşüncelere ait kitapları okur, karşı düşünceyi daha iyi tanır ve neyi nasıl savunduklarını, hangi zayıf/ güçlü yönlere sahip olduklarını görmeyi hedefler.
Ayrım yapmadan dünya görüşünüzün tam tersi bir görüşe sahip
kişinin ne dediğine ne yazdığına da bakmalısınız, o dünya görüşünün ürünlerini
araştırmalı ve denileni yazılanı sorgulamalısınız. Eğer o görüşün sahibi kişi/grup
güçlü bir toplum mühendisiyse, yaptıklarını takip etmek toplumun reaksiyonlarını,
halkın görüşlerini anlamanıza ve bir davanız varsa o ideal uğruna vereceğiniz
mücadeleye yardımcı olur. Karşı tarafın ne savunduğuyla ilgili bilgi sahibi
olmak ve karşı tez geliştirmeyi öğrenmekle kalmaz, empati kurmayı da
öğrenebilirsiniz. Karşı taraf olaylara sizin göremediğiniz açılardan bakıyor
olabilir, sizi tamamlar, gerçeğe bir adım daha yaklaşırsınız ki gerçeğin
peşinde koşmak zordur, bakış açınızın ne kadar geniş olduğu önemlidir. Farklı bakış açıları dünyanızı zenginleştirir. Birbirinize
göstereceğiniz anlayış, iyice gerilen toplumumuzdaki kutuplaşmayı azaltacak
anahtar olabilir. Her görüşe saygı duymayı öğrenip demokratik bir ortam inşa
edebilirsiniz. Size özgürlüğünüzü kazandıran yani sizi birey yapan araştırıp
sorgulamanızdır. Hem kendi fikirlerinizi sorgulayın hem diğer fikirleri.
Elbet kişinin, kaynağın güvenilirliğine bakacağız ama asıl söylenenin ne derece doğru olduğunu tartacağız, kişiye takılmayıp fikir doğruysa sonuna kadar savunacağız.
Eğer biri sana parmağıyla güneşi gösterir ve sen de parmağa bakarsan aptalsın demektir. Eğer güneşe bakarsan daha da aptalsındır, çünkü güneş gözlerini kör eder. Senin bakman gereken parmakla güneş arasında uçan kuştur.
Bloğun en tepesine yerleştirdiğim bu söz, Görülmeyenler Defterinin kapağı bir nevi. Son yılların Türkiyesinde bize parmağıyla güneşi gösterenler bizi kör ederken kendileri ne kuşlar uçuruyor, gözümüzün önünde olup da göremediğimiz ne gerçekler var? Türkiyedeki ve dünyadaki gelişmeleri anlamak için kuşları seyredeceğiz. Tabii seyretmekle kalmayıp harekete geçmek lazım: Kuşlar kadar özgür olmak istiyorsan oturduğun yerden kalk!